Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Yarın yapılacak olan seçimle, ondan sonraki seçim arasındaki zamanda Türkiye'de sistem güçlerinin değişim meselesine nasıl bakacağı meselesi, yarınki seçimin sonuçlarından daha önemlidir. Bu seçimin çözüm üreten ve mesele çözen sonuçlar doğurmayacağını tahmin etmek için kâhinliğe gerek yok; 3 Kasım sonrasının iktidarı, müteakip seçimlerden önce sistemi sağlıklı bir tarzda değişmeye iknâ edecek zemini hazırlayabilirse kendini başarılı saymalı ve misyonunu tamamlamış addetmelidir.

Bu tahmini karamsar bulabilirsiniz; fakat mevcut veriler, 4 Kasım sabahını sanki taze bir başlangıçmış gibi ümit ve heyecanla beklememizi engelliyor. Normal zamanlarda siyasetin sınırını bütçe imkânları belirler: Türkiye'nin 2003 yılı bütçesi, iyimser bir tahminle bir kalkınma ve büyüme bütçesi olmaktan ziyade borç ödeme ve bütçe imkânlarını eskiye göre iyileştirme, bir başka tabirle siyasetin sınırlarını biraz daha genişletme bütçesi olacaktır; ne var ki normal zamanlarda değil, Cumhuriyetin en ağır iktisadi krizinin tam ortasında bulunuyoruz ve önümüzdeki süreçte hükümetin muhtemel bir basiretsizliği bu buhranı iflâs noktasına götürebilir. O halde seçim sonrası hükümetten beklememiz gereken en mâkul politika, siyasetin zeminini düzeltmek ve müteakip krizleri gündemden çıkaracak şekilde sistemi emniyete almaktır.

Türkiye'nin sistemi ıslaha ve revizyona muhtaç; Avrupa Birliği'ne uyum kanunları çerçevesinde alınan mesafe gerekli ama yetersiz seviyededir. Bu noktada Türkiye, Avrupa Birliği'ne uyumdan ziyade kendi hayatiyetini sürdürecek akli onarımları kendi kuvveleriyle başarmak zorundadır; yeni hükümetin başarması gereken en önemli görev de budur. İdeolojik bir dönüşümden ziyade teknik ıslahattan söz ediyoruz. Problemlerimiz, bizden ideolojik dönüşümü her şeyden öncelikli sayarak birinci sıraya koymak lüksünü esirgiyor. Sistemin aksayan taraflarını her şeyden ziyade teknik bir problem olarak algılayıp düzeltmek ve bu esnada vukuu muhtemel tepkileri usûlet ve suhûletle, temkinli ve yumuşak bir üslupla ikna etmek gerekiyor.

Bu seçim sürecinin en dikkate değer tarafı, partilerin ideolojik ön kabullerden ziyade sözünü etmeğe çalıştığım teknik gereklilikler konusunda politika üretmeye gayret etmeleri oldu ki bunu sıhhat alameti saymak gerekir diye düşünüyorum. Hemen her parti, ideolojik ütopyalar kurmaktan ziyade nasıl kaynak bulabileceklerine, nasıl tasarruf edeceklerine ve mevcut kaynakları en verimli tarzda nasıl kullanabileceklerine dair projeler geliştirmeye çalıştılar ve bu esnada ideolojik kimliğin fazlaca vurgulandığına şahit olmadık. Olağanüstü zamanlar yaşanmakta olduğunun herkes tarafından fark edilmesi ve inandırıcılık derecesi ne olursa olsun bu ortama uygun siyaset projeleri geliştirilmesi, ilerisi için ümit veriyor.

Muhtemel seçim sonuçlarının bana göre bir farklı özelliği daha ortaya çıkacak: Bu seçimlerde hangi partiye, niçin ve ne ölçüde destek verildiğinden ziyade, hangi partiye, niçin ve ne ölçüde ceza makbuzu kesileceği daha mânidar bir anlam taşıyacak; bundan dolayı önümüzdeki günlerin, eskiden olduğu gibi siyasetsizliği meslek edinerek ve mümkün mertebe en az miktarda kıpırdanarak prim yapmayı amaçlayan kuruluşları değişmeye ve siyaset üretmeye zorlayacağını düşünüyorum. Bu seçim böyle bir seçim işte; geleceklerden ziyade gideceklerin anlam ve önem taşıdığı, buna mukabil yeni aktörlerin esaslı icraattan ziyade ortalığı toparlamak ve şartları normalleştirmekle görevli kılındığı bir seçim.

Hayal kırıklığına uğramamanın ilk şartı, beklentilerin haklı ve makul bir çerçeve içinde tutulabilmesidir ve bu noktadan sonra daha sabırlı olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Türkiye bir değişim kavşağında; krizin aşılması esnasında değişimin de en esaslı unsurları sahneye çıkmış olacak diye tahmin ediyorum. Ve bir tahmin daha, bundan sonraki seçimlerin sonuçları, yarınki seçim sonuçlarıyla mukayese edilmeyecek derecede siyasi hayatımıza farklı ve yeni aktörlerin zuhuruna yol açabilir.

Yazının başlığı ile kendisi arasında bir sadâkat yok gibi görünüyor, ama kafası karışıkların ifadesi de böyle karışık olur; sizden anlayış beklerim.

İnşallah hayırlı olur ve yarınki seçimler ülkemize, devletimize ve milletimize faydalı sonuçlar getirir; hayır dileyelim ki hayır bulabilelim.