Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Aksiyon'un bulmacasını "dişime göre" bulmuyorum. Zaman zaman zorladığı oluyor ama ben, enine ve yüksekliğine daha çok sütun ve satır ihtivâ eden, beni kitap, sözlük, ansiklopedi karıştırmaya zorlayan ve

dergiyi okuyup bitirdikten sonra beni kendisiyle boy ölçüşmeye dâvet eden türden bir bulmaca bekliyorum.

Türkiye'de yüzbinlerce, belki milyonlarca insan, ne işe yaradığını bilmediği, bir kap içinde görse tanıyamayacağı halde sodyumun sembolünü bilir; Sodyum 'Na'dır meselâ, Potasyum "K", Gümüş ise "Ag"kısaltmasıyla gösterilir. Bu hiç bir anlam taşımıyor gibi görünen kısaltmaların sırasıyla "Natriyum", "Kalyum" ve "Aurum" isimlerinden geldiğini ise, birkaç bilim adamı dışında çapraz bulmaca meraklıları bile bilmez.

Dersimizin konusu da bu işte; çapraz bulmaca.

Tarla sınırına bulmacacılar "an" derler, hayvanlara vurulan damgaya ise "en"; belki de tersidir, hâlâ karıştırırım ama bulmaca hazırlayanlar ısrarla sormaya devam ederler; halbuki bu iki kelimenin bir ferd-i vâhidin ağzında telâffuz edildiğini hiç duymamışımdır ama bu gibi antika suallerin çapraz bulmaca kolonlarında ne aradığına aldırış etmeyiz; kanundur; mızıkçılık etmeyiz. Bir nevi entelektüel argodur bu; bilemezsek kutuyu boş bırakır, çok lâzımsa ertesi günün çözümüne bakar öğreniriz.

Çapraz bulmaca çözmek kapsamlı bir iştir; kimi vakit geçirmek, kimi alışkanlığı saplantı haline getirdiği için bulmaca iptilâsına yakayı kaptırmıştır. Böyle iptilâ dostlar başına elbette. Çapraz bulmaca kadar doğrudan kültürle ve dille ilgili pek az meşgale vardır çünkü.

Artık gazeteler bile neredeyse dergi hacminde günlük çapraz bulmaca ekleri yayınlamaya başladılar. Tiraj için katlanılabilecek en hayırlı fedakârlık bana göre çapraz bulmacaya yatırım yapmaktır ve basın dünyamızın yöneticileri, tâ başından beri çapraz bulmacanın nasıl bir okuyucu avlayıcısı olduğunu farketmişlerdir. Bulmaca merakının rengi, ideolojisi, mezhebi, meşrebi yoktur.

Bulmaca ekleri başlı başına fenomen. Mühimce bir kısmı "ıvır-zıvır" diyebileceğimiz şarkıcı, artist, manken isimleriyle ilgili gibi görünüyor. Çapraz kolonlar arasında bir pop şarkıcısının resmini nal büyüklüğünde yayınladıktan sonra, "Bu değerli sanatçı kimdir?" sorusunu yöneltmekte biraz da okuyucunun zekâsına hakaret kasdı yok değildir ama en çok bu tip bulmacaların çözüldüğünü de gözden ırak tutmamak lazım. Bu dünyada her nevi malın müşterisi bulunur; işporta işi de mevcuttur, yüksek kalitelisi de. Mânâ iyiyi ve güzeli taleb etmekte.

Ben çapraz bulmacanın her türlüsüne evet diyenlerdendim; zira her bulmaca bir meydan okumadır ve çapraz bulmacada insan, sadece kendisiyle rekabet edebileceği, sıkıntısız, telâşesiz bir yarışma heyecanı bulabilmektedir. Çocukluğumdan beri bulmaca çözmeye meraklı oldum; bulmaca eklerinin henüz bu kadar bol olmadığı ama kesekağıtlarının hâlâ ıskarta gazeteden imâl edildiği yıllarda, sırf "İçinde bulmaca var mı?" merakıyla çöpe atılacak kesekağıtlarını yırtıp içlerini kontrol ettiğim, bulduklarımı alelacele yırtıp cebime koyarak ilk fırsatta çözmeğe çalıştığım hayli vâkidir. Bu merâkilik (düşkünlük de denilebilir pekâlâ) zamanla kelime hazinesini zenginleştiren bir tesir yaptı.

Her bulmaca sorusu, "hayvanlara vurulan damga" gibi gündelik hayattan ırak ve az rastlanan kelimelerden ibaret değildir. Bulmaca kelimeler ve kavramlar hakkında düzenlenmiş bir oyundur; kelimelere değer veriyorsanız bulmacayı da kulakardı edemezsiniz.

Çocuklar ve gençler için çapraz bulmaca, faydasından gayrı hiçbir yan etkisi olmayan, tamamen mâsum bir kültür sporudur ve çocuklarının eğitimini önemseyen ana-babaların bu konuda özel olarak yönlendirilmeleri yerindedir. Bana göre bulmaca çözmek dinlendirici bir faaliyettir ama ebeveyn, çocuğunu bulmacaya sevkederken onun eğitimine küçük tuğlalar ilave ettiğini bilmelidir. Aynı dikkat ve itinanın öğretmenler tarafından da paylaşıldığını bilsem çok sevinirdim. Bence ilk öğretim safhasında haftada bir saat çapraz bulmaca konusuna ayrılarak çocuklarda kelime sporu zevki uyandırılabilir.

"Çözeceğim de ne olacak?" diye düşünenlerden olabilirsiniz; eski bir bulmaca meraklısı olarak ben her bulmacayı, kelime bilgime yönelmiş bir meydan okuma olarak kabullenip işin içine zevk ve heyecan boyutu ilâve ederim ve bulmacaya başlamadan önce kendime birkaç kutuluk avans veya belli bir süre tanıyıp, kendimle yarışırım. Bu pek zevkli bir müsabakadır. Doğrusu, bu nitelikte bulmacaların sayısı hiç de fazla değil; bazı gazeteler, bulmacaları kategorilere ayırarak okuyucunun kendine uygun olanını seçmesine kolaylık tanıyorlar; bu sınıflamada "ustalar için" hazırlandığı ileri sürülen bazı bulmacaların bile basitliğini farkedince işin yarışma heyecanı pörsüyüveriyor ama yine de ismini vermeyeceğim bazı gazetelerin bulmacalarında hayli sert bir kültür ve bilgi yarışması heyecanı hissedebiliyorum.

Malzeme bol; benim gibi günlük gazete bulmacalarını hafif bulanlar için yıllardan beri ayrıca bulmaca dergileri bile yayınlanıyor, bulmacasız dergi neredeyse kalmadı. Başlamak için kimsenin yol göstericiliğine ihtiyaç da yok. Günde yarım saatinizi ayırarak kelime bilginizi sınayabilir, hoşça vakit geçirebilirsiniz. Tabii işin en güzel tarafı, bilinmeyen kelimenin ne olduğu öğrenmek için sabırsızlanmaktır. Çapraz bulmacalar aslında bilinenden hareketle bilinmeyeni bulma imkânı verdiği için dünyanın her köşesinde insanları zevkle meşgul ediyor; tabii kara kutuyla körleştirilmiş sütuna gelen yerler hariç.

Aceleci olmamayı öğrenirsiniz; 'dört harfli bir hayvan ismi'dir meselâ; kedi mi, inek mi, boğa mı? Yüzde on yanılma ihtimâli olsa bile emin olana kadar bekler, bu arada kelimelerin morfolojisi hakkında yeni bakışlar edinirsiniz.

Bunca lâftan sonra sözü Aksiyon'un bulmacasına getirmemek olmaz; açık konuşmak lâzımsa Aksiyon'un bulmacasını "dişime göre" bulmuyorum. Zaman zaman zorladığı oluyor ama benim beklediğim, enine ve yüksekliğine daha çok sütun ve satır, yani daha çok kare ihtivâ eden, beni kitap, sözlük, ansiklopedi karıştırmaya zorlayan ve dergiyi okuyup bitirdikten sonra "şimdi sıra yemeğin tatlısına geldi" dedirterek beni kendisiyle boy ölçüşmeye dâvet eden türden bir bulmaca. Hele çözenler arasında yapılacak çekilişle küçücük de olsa bir ödül vaadedilirse bu tatlı tadından yenilmez olur kanaatimce.

Siz de çapraz bulmacayı önemseyenlerden iseniz arzunuzu derginin bulmaca editörü Yücel Ergüneş'e e-postalarınızla, mektuplarınızla iletmelisiniz; öyle zannederim ki bu ilgi yoğunluğu onun da çok hoşuna gidecek ve belki de genel yayın müdürüyle konuşarak bizim gibi meraklılar için bir bulmaca sayfası daha koparmanın yolunu bulacaktır. Bulmaca sayfasının hemen üstünde adresi var ama bir kere de ben tekrarlayayım: "[email protected]

Bulmacayla başladık, bulmacayla bitirelim: Dört bacağı vardır, miyav miyav der?