Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

-Hocam, önceki gün ilginç gelişmeler yaşandı Ankara'da; meselâ yüksek yargı mensupları kafilelerle HSYK'ya destek ziyaretlerinde bulundular. Yargıtay Başkanı da ondan bir gün önce "HSYK'nın kararı hukuka uygundur" demek ihtiyacı hissetti; Yargıtay, HSYK'nın âmiri durumunda mı yani?

-Alâkası yok Çekirge; yargı bağımsız; Yargıtay da HSYK'nın üstünde değil. Sadece manevi destek vermek ihtiyacı hissedilmiş olabilir.

-Biz HSYK'yı, hâkim ve savcıların özlük işlerini takib eden bir kurul olarak biliyorduk ama önemli yetkileri varmış. HSYK nasıl oluşturuluyor hocam, bizi aydınlatır mısınız?

-Hay hay Çekirge; işte Anayasa, bakalım 159. maddeye. Kurulun başkanlığına Adalet Bakanı'nı atamış anayasa, ikinci tabii üye müsteşar. Beş üyesi daha var, toplam yedi kişi oluyor. Kalan beş kişiden üçünü Yargıtay, ikisini Danıştay genel kurulu seçiyor kendi arasında ama her üyelik için üçer aday gönderiyorlar Cumhurbaşkanı'na. Kimin üye olacağına Cumhurbaşkanı karar veriyor.

-Yani Bakan ve müsteşar daha ilk kalemde beşe karşı iki azlık durumundalar. Peki, Yargıtay üyeleri nasıl seçiliyor hocam?

-Bakalım kitaba Çekirge; işte 154. maddenin ikinci fıkrası: "Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir." diyor.

-Yani Yargıtay üyelerini HSYK seçiyor. HSYK'yı ise Yargıtay ve Danıştay'ın gösterdiği adaylar oluşturuyor? Peki Danıştay üyelerinin seçim usûlü nedir?

-Kolay, işte 155'inci maddenin 3'üncü fıkrası: Danıştay üyelerinin dörtte üçünü HSYK, dörtte birini de Cumhurbaşkanı seçiyor. Bir nevi kapalı devre bu. Sistemin başında Cumhurbaşkanı var ama Yargıtay ve HSYK kilit mevkiide bulunuyor. HSYK üyelerini Yargıtay ve Danıştay belirlerken HSYK ise Yargıtay üyelerinin tamamını ve Danıştay üyelerinin dörtte üçünü seçiyor.

-O zaman şu meşhur adalet reformu temelde neyi değiştirecek, bilginiz var mı?

-Hayır, bilmiyorum reformdan ne kasdedildiğini; öteden beri hukukçuların laikçi kanadı, bakan ve müsteşarın HSYK'dan çıkarılması, kurulun tamamen bağımsız olmasını savunurlar; hükümetin tezi nedir bilmiyorum, galiba üye sayısını artırmaya HSYK-Yargıtay ve Danıştay arasında kurulmuş anayasal "Al gülüm ver gülüm" ilişkisini değiştirmek isteyeceklerdir ama hemen söyleyim; bu patırtıda kimse reform filan beklemesin; çünkü siyasî muhalefeti bir tarafa bırakalım, Anayasa Mahkemesi'nin de ikna edilmesi lazım. AYM ise 2007 krizinden beri, yasama ve yürütmeye müdahale niteliği taşıyan garip kararlar alıyor. Kabaca Anayasa'nın değiştirilmesini bile anayasaya aykırı bulan bir ön tutumu var. Anlayacağımız sistem tehlike anında kendini kilitleyecek tarzda tasarlanmış. Şimdi kilitin dişlileri iyice yuvasına kilitlendi. Nezaket kural unutuldu, herkes kafasına göre faul yapıp duruyor.

-Peki, Anayasa Mahkemesi üyeleri nasıl seçiliyor hocam; çünkü kilidi hukuk yoluyla açmanın çaresi önce Meclis, sonra AYM'de?

-Çok oldun artık Çekirge, açar 146. maddeyi okursun ama sana bir şey söyleyeyim: Biz bu kamplaşmış hukuk zihniyetiyle dünyanın en demokrat anayasasını bile tez zamanda lime lime ederiz. Hukuk kimsenin umurunda değil; herkes kendi zümre iktidarını koruma derdinde. Hayır, bu sistem arızası değil Çekirge; çok daha kapsamlı bir zihniyet arızası, bir siyasî hesaplaşma ve galiba kimse mâsum değil!