Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Hatırlıyor musunuz, ABD'nin Afganistan'a harekât düzenlemesinden önce dünya kamuoyu yine tereddüdler içindeydi ve 11 Eylül saldırıları ile Taliban veya Bin Ladin arasında bir alâka olup olmadığını sorguluyordu.

Derken tam da o günlerde Bin Ladin'in, "çok iyi ettik, gökdelenleri vurduk, şöyle arslanız, böyle kaplanız" şeklinde konuşmalar yaptığı bir video kaset yayınlanıverdi. Öyle şeyler söyleniyordu ki en şüpheci olanlarımız bile, "vay canına, işte delil; bundan âlâ isbat mı olur?" diye düşündüler. Türk hükümeti ise bizden çok daha önce ikna olmuştu zaten; o günlerde bir ABD yetkilisi Ankara'ya gelip çantasını açmış ve içindekileri Başbakan'a gösterince sayın Ecevit hemen, "kâfi, iknâ oldum" demişti.

Ben yine bugünlerde Saddam'ın nasıl bir insanlık düşmanı olduğunu isbat eden, ABD kaynaklı bir enformasyon atağı beklentisi içindeyim; filhakika Saddam'ın elinde mavzer tüfeğiyle balkondan havaya kurşun sıktığını aksettiren görüntü dünya kamuoyu için yeterince güçlü bir delildir ve Iraklıların başına dünya kadar bomba yağdırmak için başkaca delile de hâcet yoktur fakat yine de benim gibi müşkülpesentleri iknâ edecek daha ciddi "enformasyon paketleri"ne ihtiyaç olduğu da açık. Şubatın ilk yarısında hepimizi şöyle derinden "iknâ" edecek delilleri, televizyonlarımız, alt yazılı tercümelerle servise koyarlar nasıl olsa.

Amerika'nın mutlaka bir bildiği vardır; durup dururken onca Amerikan askerini Türkiye'ye yerleştirmesinin hikmetini bilemeyiz elbette, ancak bizim için durumdan çıkarılması gereken vazife, Saddam'ın hakikaten başta Türkiye olmak üzere bütün dünyayı zehirleyebilecek kimyevi ve biyolojik silahlara sahip olduğunu kabul etmektir. Yani, "Saddam'dır bu, yapar mı yapar" demek zorundayız. Nitekim Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Nobel Barış Ödüllü eski Cumhurbaşkanı Nelson Mandela, "Başkanı (yani Mr. Bush'u kasdediyor) basiretten yoksun, düzgün düşünemeyen bir gücün dünyayı bir soykırıma sürüklemek istemesini kınıyorum" diye teessüflerini belirtmiş olsa da biz, "daha sağlıklı düşünmesi için" Mr. Bush'a Taşköprü sarmısağı göndermeyi akıl eden CHP Kastamonu milletvekili sayın Mehmet Yıldırım'ın tutumunu desteklemek durumundayız. Müşarünileyh, sarmısak teslim merasimini izleyen bir gazetecinin yönelttiği, "Saddam'a da sarmısak göndermeyi düşünüyor musunuz?" yolundaki suale, "ona kamyonla göndersek yine kâr etmez" meâlinde bir cevap vererek, mesele karşısındaki "millî tutum"umuzu da açıklamış bulunuyor.

Hayır, bu noktadan sonra "biyolojik silah nedir, kim icad etmiştir; dünyanın en büyük biyolojik, kimyevi veya nükleer silah stokları kimin elinde bulunuyor" gibi fesat suallerle milletin zihnini bulandırmanın hiçbir mânâ ve ehemmiyeti yoktur. Dünya böyle bir dünyadır ve ABD, kendi cirmine göre sinek mesâbesinde bir "düşman"ı dize getirmek için dünyanın en kudretli ölüm makinelerini harekete geçirmeye kararlıdır.

Bir askerlik hâtıramı nakletmeme izin verir misiniz? Askerlik eyyâmındayız, sene 1981, civar köylerde bağlı olduğu taburla silah aramasına giden asteğmen arkadaşım dönüşte demişti ki, "bazı köylerde, muhtar ve âzâların bize teslim etmek için kaçakçılardan parayla silah satın almasına ne dersin?" şaşırmıştım ama şu fikrin parlaklığını Saddam da kabul etse çok iyi olacaktır: Eğer mevcut olduğu halde hâlâ saklıyorsa aklına şaşarım ama eğer varsa, el altından görevlendirdiği adamlar vasıtasıyla sağdan"soldan (yani Batı ülkelerinden birkaçından) birkaç kilo biyolojik silah temin edip BM görevlilerine teslim ederse doğrusu hepimiz rahatlayacağız.

Vaktidir; eğer birkaç gün daha gecikirse Saddam'ı laborant kıyafetine bürünmüş şekilde, yeraltındaki gizli bir laboratuvarda imbikler, şişeler, tüpler arasında biyolojik silah deneylerinde çalışırken ve söz gelişi mesela bu silahı fareler, sincaplar veya siyasi muhalifler üzerinde denerken gösteren bir videonun piyasaya çıkması an meseledir.

Bu da böylece barışa bir nevi bir katkımız olsundur icabında!

Not: Türkiye Günlüğü dergisi 70. sayısını 3 Kasım seçimlerini tahlil eden bir dosyayla yayınladı. Aralarında eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un da bulunduğu analiz yazılarına ilaveten dergide Edward Shils'in sosyal ilim alanında efsane haline gelen ünlü "Merkez ve Çevre" makalesinin tam tercümesi de yer alıyor. (Tel: 0312 426 66 16 / e"posta: [email protected])