Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Sevgili Zombi Efem dinleyicileri, şimdi programımıza kısa bir ara veriyoruz ama birlikteliğimiz devam ediyor; halkımızın daha doğru düşünmesi ve doğru karar vermesi için kısa bir tanıtım programımız olacak.

Program misafirimiz, halkla ilişkiler, laik düşünce ve yenilebilir otlar araştırma uzmanı Sayın Devrim Sel. Sayın Sel, isminizi doğru okudum değil mi; Devrim-Sel?

  • Evet, doğru okudunuz, hoşbulduk efendim; adım Devrim, soyadım Sel. Yalnız küçük bir düzeltme yapmam gerekiyor; yenilebilir otlar uzmanı değilim, otacı bitkiler araştırmacısıyım.

  • Özür dilerim Sayın Sel; bugün bize hangi ürünü tanıtacaksınız acaba?

  • Teşekkür ediyorum; bugün sevgili Zombi Efem dinleyicilerine ve tabii bütün halkımıza, araştırma merkezimizde geliştirilen son ürün olan, dinci düşüncelerden arındırma merhemini tanıtmak istiyorum. Merhem deyince biraz eski kafalı bir kelime oluyor, onun yerine jel demek istiyorum. Bu ürünümüz sadece jel değil aynı zamanda püskürteç, -yani sprey demek oluyor-, hap, yani draje ve arzu eden dinleyiciler için ekmeğin üstüne sürülüp doğrudan yenilmek üzere kahvaltılık margarin biçiminde de tasarlanmış olup 60 gramlık paketler halinde sunulmaktadır. Ürünümüz mucizevî, yani tansıksal bir otama, yani iyileştirme gücüne sahiptir. Mesela, dinci fikirlerle kafası karışmış bir dostunuz, komşunuz veya aile üyelerinden birinin kafasına, çaktırmadan -diyelim ki elimde görmüş olduğunuz şu püskürtmeçli kutunun üstündeki düğmeye basmak suretiyle iki-üç saniyelik bir fıslatma sonucunda, fıslattığımız kişide sekiz-on gün içinde gözle görülür bir şekilde laikçi eğilimler beliriyor. Mesela adam namaz kılıyorsa ağırdan alıyor, hiç içki içmezken arada sırada birahaneye takılıyor veya diyelim Ramazan'da iseniz güpegündüz çatır çatır oruç yiyor. Eğer bir hafta içinde muntazam aralıklarla günde üçer defa ürünümüzden fıslattığımız zaman hafta sonu o kardeşimiz tamamen devrimci, laikçi, ulusalcı ve hurafeden arınmış gıcır gıcır bir kafa yapısına kavuşuyor. Bedeli her keseye uygun, ucuz ve elverişli. 60 gramını sadece ve sadece 95 liraya hediye ettiğimiz bu tansıksal ürünü satın alana bir kutu da bedava veriyoruz. Maksat memleket karanlık fikirlerden kurtulsun. Bitmedi efendim, ayrıca yanında bir de kafa kalıbı veriyoruz, tamamen bedava...

  • Kafa kalıbı derken?

  • İşte şu görmüş olduğunuz motosiklet kaskını andırır, tamamen natürel elyaftan imal edilmiş olan kalıp Uzakdoğu'da milyonlarca Budist rahip ve Zen öğrencisi tarafından milyonlarca yıldan beri kullanılmaktadır. Jel şeklindeki ürünümüzden beyin nahiyelerine ince bir katman sürdükten sonra kafa kalıbımızı güzelce takıyor, gördüğünüz iplerle çene altından güzelce bağladıktan sonra yatıyoruz. Bu kalıp, merhemin gücünü iki misli artırıyor ve insanda hayat felsefesi değişikliğine sebep oluyor.

  • Çok ilginç Sayın Sel; sevgili dinleyiciler, çevrenizdeki örümcek kafalı dost, arkadaş, komşu ve akrabalarınıza yapabileeceğiniz en büyük jest, bence bu ürünü hediye etmek olabilir. Sınırlı sayıda üretilmiş bu tansıksal merhemden edinmek için Zombi yazıp bir boşluk bırakıyor, isim ve adresinizi ekledikten sonra gönderiyorsunuz. Ürün üç gün içinde elinizde. Peki, Sayın Sel, iade imkânı var değil mi beğenmeyenler için?

  • Elbette var; beğenmeyenlere jellerini, pardon paralarını iade ediyoruz ama şimdiye kadar böyle bir taleple hiç karşılaşmadık. Ayrıca biz bu ürünü seçimlerden önce -adı lazım değil- bir siyasal partimizin üst düzey yöneticilerine de tanıttık; çok ilgilendiler. Özellikle ürünümüzün seçim sonuçlarını değiştirebilecek etkilerini öğrenince bütün stoklarımızı satın almak istediler fakat ürün sınırlı sayıda olduğu için kendilerine yardımcı olamadık. Verdiğimiz fiyatları da biraz pahalı buldular, halbuki bu ürün paranın satın alabileceği en güzel şeydi onlar için; biraz cimri olmasalardı şimdi ortalıkta bidon kafalı kalmayacaktı ama ne yapalım; işte seçim sonuçlarının böyle çıkmasının bir sebebi de budur efendim; yaaa...

  • Anlıyorum, ne kadar yazık olmuş, fakat bir ayrıntı dikkatimi çekti. Ürünü kullanacak kişinin tedaviye rıza göstermiş olması gerekiyor, doğru anladım değil mi?

  • Aslında tıpsal ve otasal etika açısından dediğiniz doğru fakat bizim tavsiyemiz, ürünü hediye edeceğimiz kişiye 'Bu ürün basen ve göbek nahiyesindeki yağları eritiyor, nefesi açıyor, kalbe kuvvet, batna cilâ veriyor; ayrıca her bir şeye iyi geliyor ha!' şeklinde mâsum bir yönlendirme yapmanızdır. Mâlum, kimse benim kafam örümcekli demiyor; o yüzden küçük ve mâsum bir yalan gerekli olabilir...

  • Çok güzel, peki Sayın Sel, diyelim ki ben devrimci, aydınlık kafalı, ilerici ve laik bir birey olarak bu ürünü kendim kullandım; ne olur?

  • Biz bunu pek tavsiye etmiyoruz; ürünü geliştirme safhasında gönüllü bir arkadaşımız kendi üzerinde deney yapmamıza izin verdi. Merhemi sürdükten sonra ilk iki gün bunun gözlerinde zayıflama, saçlarında ve dişlerinde dökülme belirtileri gördük; iştahı kesildi, durgunlaştı. Derken beş gün sonra arkadaş kayboldu. Araştırdık, meğer mahalle camiinden hiç çıkmaz olmuş bu arkadaşımız; boyuna namaz kılıyormuş, vakit aralarında ya nafile ibadet ediyor veya Kur'an öğreniyormuş. Üç aylara da niyet ettiğini öğrendik sonraları. Çok da gençti, üzüldük kendisi için. Yeni evli, altı aylık bir de çocuğu vardı.

  • Vah vah, başınız sağ olsun...

  • Öyle ama bilim ve aydınlanma uğruna böyle telefata da katlanmak gerekiyor.

  • Peki Sayın Sel, son olarak ürünün hangi otlardan yapıldığını duyuralım okuyucularımıza; ilacın içeriğini bilmek isteyenler olabilir.

  • Efendim, bu aslında herkesin bildiği otların karışımından yapılıyor fakat otların işlenme süreci önemli ve biz o kısmı toplum henüz hazır olmadığı düşüncesiyle saklı tutuyoruz fakat şu kadarını söyleyebilirim; son aşamada, laboratuvarlarımızda istihdam ettiğimiz nefesi kuvvetli birtakım bilimsel hocalarımızın, ürün üzerinde birtakım okuyup üfleme şeysi de oluyor. Otları söylesem bile aynı etkiyi göstermez. Belki bir miktar süt artışına sebep olabilir o kadar.

  • Yani nefesi kuvvetli hocalara okutuyorsunuz merhemi, spreyi filan?

  • Evet azizim, hocalar okumazsa olmuyor; dünya duanın üstünde duruyor zaten; hepimizin bildiği bir olay.

  • Peki Sayın Sel, size teşekkür ediyor ve uğurluyoruz; şimdi programımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz...