Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Arkadaşlar, günlük yayın toplantısını açıyorum. Eksik var mı? Bakın bu konuda şakam yok; ilkinde ihtar, ikincisinde maaş kesintisi, üçüncüsünde yallah koyarım kapının önüne!..

Kültür servisi müdürü arkadaşımız bi zahmet yoklama yapıversin, böylece ara-sıra bir işe yaramış olur... Keh keh şaka yav şaka... Kültür bizim her şeyimiz; evet belki bir kültür sayfamız yok ama hiç kimse bizim kültür haberlerine yer vermediğimizi söyleyemez. Yok mu bugünlerde heykellere saldıran filan; bakın, kolaçan edin, araştırın. Bugünlerde böyle haberler çok prim yapar arkadaşlar. Ha, bu arada fotoğraf servisindeki arkadaşları da uyarın; kırık heykel fotoğrafını babam da çeker. Asıl iş, herifi heykele baltayla saldırırken görüntülemek. Tabii saldırgan kırdığı heykelin önünde baltasıyla poz verirse daha iyi olur. Sakallı olmalı, cübbeli filan olmalı. Sakal cübbe dedim de, bizim Çarşamba muhabirinden ses çıkmıyor epeydir. Ne? Tarikata mı girdi, olmaz öyle şey, kovun hemen... Hmm tırışkadan girdi öyle mi, peki, güzel bir dosya patlatsın söyleyin bari... Böyle şeylere bakalım, araştıralım. Gerekirse yardımcı olalım. Anlaşıldı mı; güzel!

Değerli dostlarım, bu testis haberi elimizde patladı. Evet çok uğraştık, haberi destekledik, sağolsun televizyon kanalındaki arkadaşlar da kurumsal bir destek verdiler ama olmadı. Ana fikir güzeldi ama, çağdaştı: Testis! Hem cinsel içerikli hem de irticai boyutu var. Yine de ben bu haberi yenilgi hanesine yazmıyorum gazete adına ama haberci arkadaşların yeniyıl hediyelerinde önemli bir kesinti yapacağımı üzülerek belirtmek zorundayım. Her sene hediye sepetinin içine koyduğumuz kaliteli şarap yerine bu sene köpeköldüren cinsinden ucuz bir şey ayarlamalarını söyledim. Bir tadına bakarsanız, ölen olursa haber yaparız...

  • ...!

  • Nasıl espri ama; güzel di mi? Neyse, gündeme geçelim; gündem hareketsiz arkadaşlar; manşetlik haber akmıyor bugünlerde. Sıradan şeyleri allayıp-pullayıp itekliyoruz birinci sayfaya. Diyeceksiniz ki, haber yoksa yaratacak mıyız? Yav arkadaşlar, elli defa eğitim semineri yaptırdık kurum içinde. Bu ülkede binlerce cami var, onbinlerce Diyanet görevlisi var, ilahiyatçı hocalar var, takkeliler var, hacılar var; izleyecek bir açıklarını bulacaksınız. Bu cumhurbaşkanlığı seçimleri yüzünden tıknefes olduk. Başbakan umulandan çetin çıktı. Cumhurbaşkanı ise hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. Bir türlü erken seçimi forse edemedik grup gazeteleri olarak. Muhalefet derseniz hayhayı gitmiş vayvayı kalmış, durmadan konuşup güya gündem yapmaya çalışıyorlar ama okuyucu fırça çekiyor bunları haber yapınca. Okuyucu haklı arkadaş. Bunların dilinden bıdı bıdıdan başka bir şey çıkmıyor. E, gelsin basın, gelsin laik cephenin gazeteleri, yurtsever gazeteciler estek, köstek... Anlayacağınız işimiz zor. Üstüne üstlük ligler de tatile girdi. Yok mu spor servisi şöyle bomba gibi transfer haberleri, istifalar filan? Yok mu? Yoo, masaya oturup takım tertibi yapmak yok, falanca satılsın filanca alınsın temennilerini kimse yemiyor. Baksana, eski yöneticileri kışkırtın biraz... Nasıl mı dedin? Yahu onu da ben mi öğreteceğim, gidersin kulağına dersin ki filanca var ya, senden için şöyledir böyledir diyor diye fısıldarsın; dayarsın teybi ağzına...

Bu çayları kim ısmarladı yav; arkadaşlar biraz elegant olun; nedir bu, eskinin Topkapı otogarı mı burası; çay çay... Zevklerinizi yükseltin biraz. Götür oğlum, topla götür şu çayları; şimdi iki saat şıkır şıkır çay kaşığı senfonisi dinleyeceğiz işimiz yoksa...

Aslan haberini yapan çocuğa prim tahakkuk ettirdik değil mi; güzeel! İşte benim haberde yaratıcılık, yapıcılık dediğim olay bu. Dinliyor musunuz beni uzakta oturan arkadaşlar; nedir o önünüzdeki kâğıda not alıyorum ayağından dalgın dalgın bir şeyler çiziktirmeler filan... Hemen de alınıveriyorsunuz be! İş istiyorum iş; ister alının, ister darılın. Birinci sayfaya koyacak palamut gibi ekşın haberleri lazım bana her gün. Bakın kadın peygamber davasını on gündür işliyoruz, artık baymaya, hatta kokmaya başladı, üstelik yeni bir şey değilmiş değil mi? Amerikalılar bu durumda ne derlerdi Hasan, aklıma gelmiyor bir türlü, neydi o neydi o?.. Amerika dedim de aklıma geldi; gidenler bilir, oralarda adım başı tarikatler filan vardır, öğrenciliğimde parasız kalınca ben de saf gariban ayaklarında bunlardan birkaçının hafta sonu Potlatchlarına gider karnımı doyururdum. Potlatch şu demek; bunlar hafta sonu bir yerde bir araya gelir, evlerinden yemek getirip sofra kurarlar, hediyeleşirler filan. Hasan, sen de Kilise'nin imarethanesine giderdin değil mi bir aralar? Hey yavrum hey, gençtik be, zımba gibiydik...

Yav şu kadın evliya mıdır nedir; onu bulup konuşturamaz mıyız; şöyle özel ifşaatlar filan. Mesela desin ki, Tayyip Bey'i cumhurbaşkanı yapmak için büyü yaptım, öyle bir şeyler alsak ne güzel olur, bir ilgilenin siz olur mu?

Erken seçim için fazla bastırmayalım; patronlar homurdanmaya başladı; muhalefetin erken seçim isteyen haberini içerde 35. sayfanın eteğinden filan görürüz artık. Efendim? Anladım... Valla bilmiyorum, aslında federasyon başkanını tutmamız lazım, seçilerek geldi ama Bakan'ı desteklemek de gerekiyor; açık tavır almayalım, yesinler birbirlerini. Meclis Başkanı'nı izleyen muhabirimizde taze bir şeyler var mı? Yok. Geçiyoruz... Efendim?.. Anladım, abi biz bu çocuk tacizine son kampanyasını destekleyelim iyi de, bizim arka sayfa güzellerini nasıl izah edeceğiz millete; aynı şey değil elbette ama yine bir görüşelim onu ayrıca...

Haydi gidin şimdi, toplantı bitti, yorulduk yav!